0
Ana Sayfa  ›  Zikirler

Sabır Tazeleme Zikri


Mâşâallâhu ve innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. 

Allah ne dilerse o olur, dilemediği olmaz, şüphesiz biz Allah'a aitiz ve muhakkak biz ancak Ona dönücüleriz.
Her an karşılaşabileceği üzücü olaylar yüzünden tahammülsüzlük göstermemesi için) an be an sabrını tecdid etmek (yenilemek ve taze tutmak) üzere: (Yukarıdaki Zikiri) demesidir.
Nitekim Enes (Radıyallahu Anh): Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin şöyle
buyurduğunu rivayet etmiştir: Hangi bir nimetin zamanı ne kadar geçse de, hangi bir musibetin vakti ne kadar geçse de kişi o nimete karşılık  (onu hatırladığı her seferinde): Allah'a hamd etse ve o musibetten dolayı (onu hatırladığı her vakitte) istirca' etse (Yukarıdaki Zikri)'dese  mutlaka Allah o kişi için şükrünü(n sevabını) yeniler (tekrar yazar). Yine o musibet başına ilk geldiği günkü gibi onun için sevabını yeniler.
Hakim-i Tirmizi (Kuddise Sirruhu) "Nevadiru'l-usul" isimli eserinde  şöyle demiştir: Şükür, nimeti itiraftır. Sabır ise, belayı gönderene (rıza ve hoşnutluk içinde)  teslimiyettir. Bir nimete karşı şükretmek onun sorumluluklarını hafifletir. Bir zorluğa karşı sabır ise sana onun semerelerini kazandırır.
Şükür, senin kazandığın nimetin Allah'tan olduğunu bilmen, bu nedenle onun farzlarını yerine getirip uzuvlarını O'nu kızdıracak şeylerden korumandır. Elhamdülillah sözünü söylemen ise: Nimetin Allah-u Te'ala'dan geldiğini itiraf etme manası taşıdığı  için şükrü tamamlamak yerindedir.
Musibete karşı sabretmek, isyan etmesin diye uzuvları korumakta  sebat etmek ve istirca' kelimesini söyleyerek her şeyin Allah-u  Te'ala'ya ait olduğunu ifade etmek ise Allah-u Te'ala'ya karşı
teslimiyeti itiraftır. Nitekim iman da; kişinin, Allah-u Te'ala'nın birliğini kabul edip kalben Ona teslim olmasından ibaret olduğu gibi La ilahe illallah kelimesini söylemesi de bu imanını itiraf manası taşımaktadır. Kişi bu kelimeyi söyleyerek imanını tecdid etmekle memur olduğu  gibi şükrünü ve sabrını yenilemek için de hamd ve istirca  kelimelerini zikretmelidir.


(Muhammed ibni Ali el-Hakimü’t-Tirmizi, Kitabü'l-İhtiyatat, No: 16, Sh: 79)
(Nevadiru'l-usul, 2/203; 3/109; Münziri, et-Terğib, 4/174)

Yorum Gönder
Sitede Ara
Menu
Tema
Yazıyı Paylaş