Salavat-ı Yakutiyye İmam Şazeli Hazretleri
Bu Salavat-ı Yakutiyye İmam Şazeli Hazretlerine aittir.Bu salavatı okur Resulü Ekrem ile vicahen (yüz yüze) görüşürlerdi. Birgün şehadet parmağı ile kalbine işaret ederek:
”Bu salavat-ı şerife nice sırları ihtiva etmektedir.” deyip veliler meclisine açıkladı. Onlardan kabul gördüler. Zamanın kutbu olan Şazeli Hazretleri şöyle buyurdular:
“Kim sabah ve akşamları bu Salavat-ı Yakutiyye’yi üçer defa okursa Resulü Ekrem’i ayanen ve rüyada çokça görür. Sessiz ve kimsenin bulunmadığı bir mekana çekilerek bu salavatı yedişer defa okuyan Resulü Ekrem’i görür ve ondan nice sırları ve ilimleri öğrenir.”(S.Dareynsh.340)
Şeyh Muhammed el-Fâsî Hazretleri, buyurdu ki: Bazı ihvan ile halvete girdik. Ve hiç usanmadan ve ara vermeden yedi gün boyunca hep bu salevâtı okuduk. Halvetten çıkmadan, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hazretleriyle yakaza (uyur bir halde) müşerref olduk. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hazretleriyle bir araya geldik ve kendisinden birçok ilimler aldık. Saadetü’d-Dareyn, s. 377)
Bismillâhirrahmânirrahîm*
İnnellâhe ve melâiketehû yüsallûne alen nebiyyi, yâ eyyühelleźîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmen* Allâhümme salli ve sellim alâ men cealtehû sebeben linşiķâķı esrârikel-ceberûtiyyeti* Venfilâķı envâriker-Rahmâniyyeti* Fe sâra nâiben anil-hađratir-Rabbâniyyeti*Ve ħalîfete esrârikeź-Źâtiyyeti* Fe Hüve yâķûtetü Ehadiyyeti Źâtikes-Samediyyeti*Ve aynü mażheri sıfâtikel-ezeliyyeti* Fe bike minke* Sâra hıcâben anke *Ve sirran min esrâri ğaybike* Hucibte bihî an keśîrin min ħalķıke* Fe hüvel-kenzül muţalsemu* Vel-bahruz zâħirul-müţamţamu* Fe nes’elükellâhümme bi câhihî ledeyke* Ve bi kerâmetihî aleyke* En ta’müra ķavâlibenâ bi ef’âlihî* Ve esmaąnâ bi aķvâlihî* Ve ķulûbenâ bi envârihî* Ve ervahanâ bi esrârihî* Ve eşbahanâ bi ahvâlihî* Ve serâiranâ bi müâmeletihî* Ve bevâţınenâ bi müşâhedetihî* Ve ebsâranâ bi envâri mühayyâ cemâlihî* Ve ħavâtime a’mâlinâ fî merđâtihî* Hattâ neşhedeke bihî ve hüve bike fe ekûnü nâiben anil hađrateyni bil-hađrateyni ve edülle bihimâ aleyhimâ ve nes’elükellâhümme en tüsalliye ve tüsellime aleyhi salâten ve teslîmen yeliķâni bi cenâbihî ve ażîmi ķadrihî ve tecmeanî bihimâ aleyhi* Ve tüķarribenî bi ħalisı vüddihimâ ledeyhi* Ve tenfehanî bi sebebihimâ nefhatel etķıyâi* Ve temnehanî minhümâ minhatel asfiyâi* Li ennehüs-sirrul mesûnu* Vel cevherul ferdül meknûnu* Fe Hüvel yaķûtetül-münţaviyetü aleyhâ asdâfü meknûnâtike* Vel ğayhûbetül-münteħabü minhâ asnâfü ma’lûmâtike* Fe kâne ğayben min ğaybike ve bedelen min sırrı Rubûbiyyetike hattâ sâra bi źêlike mażheran nestedillü bihî aleyke ve keyfe lâ yekûnü keźâlike* Ve ķad aħbertenâ bi źêlike fî muhkemi kitâbike bi ķavlike “İnnelleźîne yübâyiûneke innemâ yübâyiûnellâhe” * Fe ķad zâle annâ bi źêliker-raybü ve hasalel intibâhu* Vec’alillâhümme delâletenâ aleyke bihî ve muâmeletenâ meake min envâri mütebeâtihî* Verđallâhümme alâ men cealtehüm mehallen lil-ıķtidâ* Ve sayyeret ķulûbehüm mesâbîhal hüdâ* Elmuţţahherîne min rıķķıl-ağyâri* Ve şevâibil ekdâri* Men bedet min ķulûbihim dürarul- meânî* Fe cüılet ķalâidet-tahķîķı li ehlil-mebânî* Vaħtertehüm fî sêbiķıl ıķtidâri* Ennehüm min ashabi nebiyyikel muħtâri* Ve rađîtehüm lintisâri dinîke fehümüs sêdetül aħyâru* Ve đâifillâhümme mezîde rıđvânike aleyhim meal-âli vel-aşîrati vel-muķtefîne lil- êśâri* Vağfirilllâhümme źünûbenâ ve vâlidînâ ve meşâyiħınâ ve ıħvâninâ fillâhi ve cemîıl- mü’minîne vel-mü’minâti* vel-müslimîne vel-müslîmâti* Elmüţîîne minhüm ve ehlil-evzâri *
Anlamı :
“Şüphesiz Allah ve melekleri, O Nebî’ye salât ediyorlar. Ey inananlar! Siz de ona salât edin ve çokça selam verin.
Ey Allah’ım! O zâta salât-ü selâm et ki O’nu, Ceberûtî sırlarının
inşikâkına ve Rahmânın nûrlarının infilâkına sebep kıldın da böylece O,
Rabbânî Hazret’in nâibi ve Zâtî sırlarının halîfesi oldu.
Artık O, Senin Samedî Zâtı’nın birliğinin yâkutu ve ezelî sıfatlarının
mazharının aynısı oldu. Bu yüzden O, Seninledir ve Sendendir.
Senin (nûranî) hicâbın ve ğayb sırlarından bir sırrındır. Onu (kullarına
gösterme)n sebebiyle mahlukâtının birçoğundan gizlendin.
O tılsımlı bir hazîne, engin ve coşkun bir deryâdır.
Ey Allah’ım! Senin yanındaki mertebesi ve Senin katındaki değeri hürmetine Senden şunu isteriz:
Bizim cisimlerimizi O’nun işleriyle, kulaklarımızı O’nun sözleriyle,
kalplerimizi O’nun nurlarıyla, rûhlarımızı O’nun sırlarıyla,
cesetlerimizi O’nun halleriyle, sırlarımızı O’nun muamelesiyle,
içlerimizi O’nun müşâhedesiyle, gözlerimizi O’nun cemâlinin selâmının
hayat veren nûrlarıyla, son amellerimizi de O’nun râzı olduğu şekilde
ma’mur kılasın da Seni O’nunla O’nu da Seninle görelim.
Böylece ben iki Hazret’in birinin yaratması diğerinin de şefaatıyla o
yüce iki makamın vekîli olayım da (taliplere) Onlarla Onları buldurayım.
Ey Allah’ım! Senden O’na öyle bir salât-ü selam etmeni dileriz ki:
O’nun makâmına ve yüce kadrine yakışsınlar.
Beni onlar sebebiyle O’nunla buluşturasın. Halis muhabbetleriyle huzuruna yakinlaş-tırasın.
Onlar sebebiyle bana, takva sahiplerinin rüzgârını estiresin.
Ve onlardan bana, seçkinlerin hediyesini bağışlayasın!
Çünkü O Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), korunmuş bir sırdır, gizli ve tek bir cevherdir.
O Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Senin gizli sedeflerinin,
üzerine dolanan bir yakuttur, türlü türlü ma’lûmatının, kendisinden
seçildiği safi bir madendir.
Artık O, senin ğaybından bir ğayb, Rubûbiyyet sırlarından bir sırra mazhar olmuştur ki O’nunla Seni buluyoruz.
Nasıl böyle olmaz ki, sen muhkem kitabında:
“Şüphesiz seninle bî’atlaşanlar, ancak Allah’a bî’at etmiş olurlar” kavlinle bunu bize bildirdin.
Bu sebeple bizden şüpheler zaîl oldu ve uyanış hâsıl oldu.
Ey Allah’ımız! O’nunla Seni bulmamızı ve O’na karşı tavrımızı, O’na uymanın nurlarından nasîb eyle!
Ey Allah’ımız! O sahabeden razı ol ki:
Sen onları uyulmaya ehil kıldın.
Kalplerini hidayet yıldızları yaptın.
Bu sebeple onlar Senden gayrinin köleliğinden ve kederlerin şaibelerinden arınmış oldular.
O zâtlar ki ma’nâların incileri kalplerinden zuhur etti de sadece zahirden anlayanlara hakikat gerdanlıkları olarak takıldı.
Sen ki onları ezelî kaderde, seçkin peygamberinin ashabı olarak seçtin ve dinine yardım için onları beğendin.
Artık onlar en hayırlı büyükler oldular.
Ey Allah’ımız! Onlarla birlikte Ehl-i Beyt’e, o muhteşem kabîleye ve sünnetlere uyanlara da rızânı kat kat ihsân eyle!
Ey Allah’ımız! Bizim, anne-babalarımızın, hocalarımızın, Allah yolundaki
kardeşlerimizin, bütün mümin ve Müslim erkek ve kadınların, içlerinden
itaatkarların ve günahkarların günahlarını bağışla! (Amin).”
(Saadetü’d-Dareyn, s. 375-376)
Allah rızası için salavatı latin harfleriyle de yazar mısınız lütfen?
YanıtlaSilLatin harflerle okunma çünkü anlam bozulur
YanıtlaSilinşallah görüşebiliriz peygamber efendimizle, gerçekten artık görüşmem lazım benim.
YanıtlaSilAllah razı olsun
YanıtlaSilKalbin yönelişi niyeti güzelse anlam bozulsa ne olur, kalbin yönelişi niyeti kötü ise anlam sapa sağlam,direk gibi en güzel şekilde ve ses ve dilin dönüşüyle söylenip verilmiş olsa ne olur. Hz.Musa ile çobanın hikayesi misali. Elbette arapça harflerle okumak en doğrusu ama herkesin gücü imkanı farklı işledi hayatta...
YanıtlaSilBu salavata devam ettim sabah 3 akşam 3 kez de sabah okudum bir gece yakaza olarak gördüm beni ve hasta babamı kaldırdı ve gitti omuzları geniş ve vücudu çok heybetliydi saçları çok sık ve siyah omuzlarına dökülmüştü ve vücüduyla bir döndü yüzünü göremedim ama beni ve babamı kaldırdı bi anda oturuyo buldum kendimi ve babamı hatta ilk babamı oturtmuştu ilk önce korktum ama sonra anlayınca çok agladım ve camide şükür secsdesi kıldım
YanıtlaSil