İbnü Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan merfuan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "İşte şu kelimeler her dertten (kurtaracak) büyük bir devadır (ki o kelimeler de): 'E'ûzü bi kelimâtillâhi't-tâmmeti ve esmâihî küllihâ 'âmmetin min şerri's-sâmmeti ve'l-hâmmeti ve şerri'l-'ayni'l-lâmmeti ve min şerri hâsidin izâ hasede, ve min şerri ebî kıtrate ve mâ velede'
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ وَ أَسْمَائِهِ كُلِّهَا عَامَّةٍ مِنْ شَرِّ السَّامَّةِ وَالْهَامَّةِ وَ شَّرِّ الْعَيْنِ اللَّامَّةِ وَ مِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ، وَ مِنْ شَرِّ أَبِي قِطْرَةَ وَ مَا وَلَدَ
'Ben (arı vesair haşerat gibi sokup) öldürmeyen ve (yılan gibi sokup) öldüren her türlü zehire sahip canlıların şerrinden, kötülük dokunduran gözün şerrinden, hasedini ortaya çıkaran hasetçinin şerrinden, İblis'in ve doğurduklarının şerrinden Allâh-u Te'âlâ'nın o tastamam olan (kendisinde hiçbir kusur bulunmayan, faydalı, şifalı, faziletli, bereketli ve tesirini hiçbir şeyin engelleyemeyeceği ayetlerine ve) kelimelerine sığınırım' (duasıdır.)
Otuz üç tane melek Rablerine gelerek: 'Bizim (görevli bulunduğumuz) arazimizde hasta var, hasta var' dediler. O (Allâh-u Te'âlâ) da: 'Kendi arazinizden bir toprak alın ve Muhammed ﷺ'in rukyesini (şifa duasını o toprak üzerine okuyup) o hastanıza sürün. (Kurtubî'nin rivayetine göre;) /Alınlarınıza sürün./
Kim bun(u insanlara öğretip ulaştırmasın)a karşılık bir ücret alırsa yahut bunu herhangi bir kimseden gizlerse artık o kişi ebediyyen iflah olmaz (kurtuluşa eremez)' buyurdu."
[İbnü Ebi'd-Dünyâ, el-Maraz ve'l-keffârât, rakam:187, sh:148; et-Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, rakam:6093, 6/166; Ebû Ya'lâ, el-Müsned, rakam:2417, 4/305; ed-Deylemî, el-Firdevs bi me'sûri'l-hıtâb, rakam:6958, 4/330; el-Kurtubî, et-Tefsîr, 13/157-158; Aynı mlf, et-Tizkâr fî efzali'l-ezkâr, sh:164-165; el-Heysemî, Mecma'u'z-zevâid, rakam:8508, 11/339-340; es-Süyûtî, Câmi'u'l-ehâdîs, rakam:3860, 5/128; Benzeri rivayetler için bkz: Abdülmelik ibnü Habîb, el-'Ilâc bi'l-ağziyeti't-tabî'ıyyeti ve'l-a'şâb, sh:112, 114; ed-Deylemî, el-Firdevs bi me'sûri'l-hıtâb, rakam:8937, 5/516; İbnü Hacer, el-Garâibül mültekata, rakam:3397, 8/396-398; es-Süyûtî, Câmi'u'l-ehâdîs, rakam:3860, 5/127; 'Alî el-Müttakî, Kenzü'l-'ummâl, rakam:28397, 28398, 10/68-69]
Bu hadis-i şerifte bu kelimelerin (alaca, delilik, cüzam, karınla ilgili hastalıklar, verem, sıtma ve sihir, nazar, akıl kaybı, korku, panik atak, çarpıntı ve ritim bozukluğu gibi) her derde deva olduğu zikredilmiş, aynı zamanda bu duadan ne şekilde istifade edileceği de beyan edilmiştir.
Buna göre herhangi bir derde tutulan veya hastalığa duçar olan kişi yaşadığı memleketin toprağından bir miktar eline alıp bu duayı onun üzerine okuyup üfleyecek, sonra o toprağı ağrıyan yerine ve özellikle alnına sürecektir. Eğer ağrı bölgesel değilse o zaman sadece alnına sürecektir.
Bu duaya "Muhammed ﷺ'in rukyesi" denildiği için bu işlemler yapılırken ayrıca duanın öncesinde ve sonrasında salevat-ı şerife okumaya devam etmek tesiri artıracaktır.
Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
"Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.