0
Ana Sayfa  ›  Salavatlar

Salât-ı Terahhumiyye Faziletleri ve Sırları

ÂDEM BABAMIZA VE HAVVÂ ANNEMİZE SALAT İÇEREN SALÂT-I TERAHHUMİYYE

Hâfız Ebû Mûsâ el-Medînî (Rahimehullâh) seleften bir zatın: "Bir kere ben Âdem (Aleyhisselâm)ı rüyamda gördüm, evlatlarının kendisine çok az salevat okuduklarından şikayet ediyordu" dediğini senediyle nakletmiştir. [Yûsuf en-Nebhânî, Se'âdetü'd-dâreyn, sh:89]
 
Bedir ehlinden olan Ebû Üseyd Radıyallâhu Anh) şöyle anlatmıştır: "Bir kere ben Rasûlullâh ﷺ'in yanında oturuyorken ensardan bir adam kendisine gelerek: 'Ya Rasûlallâh! Annem-babam vefat ettikten sonra benim üzerimde onlara kendisiyle iyilikte bulunmam gereken bir hak kaldı mı? ' dediğinde Rasûlullâh ﷺ:
'Evet, dört haslet vardır ki (onlar da); kendilerine dua edip onlar için istiğfar etmek, vasiyetlerini yerine getirmek, dostlarına ikramda bulunmak ve ancak onlar cihetinden seninle rahmi (akrabalığı) bulunan kişilere sıla-i rahim yapmaktır. İşte vefatlarından sonra onlara yapabileceğin iyilik olarak üzerinde kalan vazife ancak budur' buyurdu."
 [Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, rakam:16059, 25/457; Ebû Dâvûd, es-Sünen, rakam:5142, 4/336; el-Hâkim, el-Müstedrek, rakam:7260, 4/171; et-Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, rakam:7976, 8/65; el-Beyhakî, Şu'abü'l-îmân, rakam:7514, 10/293; İbnü Şâhîn, et-Terğîb, rakam:301, sh:94]
 
Bu hadis-i şerifin delaleti vechile; ilk babamız ve annemiz olan Âdem ve Havvâ (Aleyhimesselâm)a salat-ü selam okumamız onların bizim üzerimizde bulunan haklarındandır.
Ayrıca Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ: "Allâh'ın nebilerine ve rasüllerine salat okuyun, zira şüphesiz Allâh-u Te'âlâ beni peygamber olarak gönderdiği gibi onları da (nebi olarak) gönderdi." (el-Beyhakî, Şu'abü'l-îmân, rakam:130, 1/277; el-Bezzâr, el-Müsned, rakam:9412, 16/241) buyurarak kendisiyle birlikte diğer nebilere de salat-ü selam okunmasını emretmiştir.
Biz de bu vesileyle sizlere "Delâilü'l-hayrât"ta zikredilen, Efendimiz ﷺ'e salattan sonra Âdem ve Havvâ (Aleyhimesselâm)a ve onlardan doğan tüm nebilere, sıddıklara, şehitlere ve salihlere, ayrıca tüm melaike-i kirama salevat ihtiva eden bir salevat-ı şerifeyi yazmayı münasip gördük.
Ayrıca bu salevat-ı şerifede hem kendimizin, hem de bizi doğuran anne-babamızın ve tüm inananların günahları için mağfiret talebi ihtiva eden bir istiğfar mezkur olup sonunda da cennet hazinelerinden olan doksan dokuz derde deva "Lâ Havle-i Şerif" zikredilmiştir ki müminlerin günahları için istiğfar etmenin fazileti hakkında Ümmü Seleme (Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "Kim her gün: 'Allâhümmeğfir lî ve li'l-mü'minîne ve'l-mü'minâti'
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَ لِلْمُؤْمِنِينَ وَ الْمُؤْمِنَاتِ
'Ey Allâh! Beni ve inanan bütün erkek ve kadınları bağışla' derse, (dua ettiği) her müminden (dolayı inananlar sayısınca) kendisine bir sevap yazılır." [et-Taberânî, el-Mu'cemu'l-kebîr, rakam:877, 23/370)
Yine böylece Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "Her kim müminler için mağfiret talebinde bulunursa, Allâh-u Te'âlâ Âdem (Aleyhisselâm)dan itibaren ondan sonraki herkes adına kendisine istiğfar iadesi yapar." [İbnü Bişrân, el-Emâlî, rakam:244, sh:116; el-'Irâkî, el Muğnî, sh:382; Muhammed el-Fâsî, Metâli'u'l-meserrât, sh:303]
 
Salât-ı Terahhumiyye'nin Okunuşu
"Allâhümme salli 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve e'ğtihi'l-vesîlete ve'l-fedîlete ve'd-deracete'r-rafî'ate veb'ashü'l-mekâme'l-mehmûdellezî ve'adtehû me'a i(kh)vâni'n-nebiyyîne. Sallallâhü 'alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyi'r-rahmeti ve seyyidi'l-ümmeti ve 'alâ ebînâ Âdeme ve ümminâ Havvâe ve men veledâ mine'n-nebiyyîne ve's-siddîkîne ve'ş-şühedâi ve's-sâlihîne, ve salli 'alâ melâiketike ecme'îne min ehli's-semâvâti ve'l-eradîne ve 'aleynâ me'ahüm yâ Erhame'r-râhimîne! Allâhümmeğfir lî zünûbî ve li vâlideyye verhamhümâ kemâ rabbeyânî sağîran ve li cemî'i'l-mü'minîne ve'l-mü'minâti ve'l-müslimîne ve'l-müslimâti'l-ehyâi minhüm ve'l-emvâti, ve tâbi' beynenâ ve beynehüm bi'l-(kh)ayrâti, [rabbiğfir verham ve ente (kh)ayru-r-râhimîne], ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-'aliyyi'l-'azîmi"
 
‎اَللّٰهُمَّ صَلِّ علٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعلٰى اٰلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَأَعْطِيهِ الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّفِيعَةَ وَابْعَثْهُ الْمَقَامَ الْمَحْمُودَ الَّذِي وَعَدْتَهُ مَعَ إِخْوَانِهِ النَّبِيِّينَ. صَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ وَسَيِّدِ الْأُمَّةِ وَعَلَى أَبِينَا اٰدَمَ وَأُمِّنَا حَوَّاءَ وَمَنْ وَلَدَا مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ، وَ صَلِّ عَلَى مَلَائِكَتِكَ أَجْمَعِينَ مِنْ أَهْلِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرَضِينَ وَعَلَيْنَا مَعَهُمْ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ! اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذُنُوبِي وَلِوَالِدَيَّ وَارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا وَلِجَمِيعِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ الْأَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَالْأَمْوَاتِ، وَتَابِعْ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ بِالْخَيْرَاتِ، [رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ]، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِااللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ‎
 
"Ey Allâh! Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in Ehl-i Beyti'ne salat eyle, Sen ona peygamber kardeşleriyle birlikte vesile (aracılık ve şefaat hakkı), fazilet ve yüksek derece ver ve Sen onu kendisine vaad ettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır. Allâh-u Te'âlâ ümmetin Efendisi ve rahmet nebisi olan Muhammed Efendimiz'e, babamız Âdem'e, annemiz Havvâ'ya ve onların doğurdukları tüm nebilere, sıddıklara, şehitlere ve salihlere salat eylesin. Ey acıyanların en merhametlisi! Göklerin ve yerlerin ahalisinden olan cümle meleklerine ve onlarla birlikte bize de salat eyle.
Ey Allâh! Benim ve anne-babamın günahlarını bağışla, onlar beni küçükken büyüttükleri gibi Sen de onlara rahmet eyle, imanlı erkek ve kadınların Müslüman erkek ve kadınların dirilerinin ve ölülerinin cümlesinin de (günahlarını mağfiret eyle).
Ayrıca Sen (Allâh için birbirini sevme, ziyaret etme, merhamet edip ilgilenme ve hayır duada bulunma gibi) bizimle onlar arasında (gidip gelen) hayırlı amelleri birbiri ardınca nasib eyle. Ey Rabbim! Bağışla, merhamet eyle, acıyanların hayırlısı ancak Sensin.
Günahlardan dönüş ve ibadete kuvvet ancak O çok yüce ve pek büyük olan Allâh'ın yardımıyladır." [el-Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, rakam:203-204, sh:86-87; Muhammed el-Fâsî, Metâli'u'l-meserrât, sh:302-304 dualar
Yorum Gönder
Sitede Ara
Menu
Tema
Yazıyı Paylaş