Bidat Ehli Hocalar - Ehli Sünnet Dışı Görüşler
Cemaleddin AfganiAslen şiadır, İran’lıdır. İngiliz casusu olduğu ve mason olduğu tespit edilince Sultan II. Abdulhamid tarafından İstanbul’da göz hapsine alındı. İstanbul'dan çıkmasına izin verilmedi. Bir gün İngiliz Elçiliğine doğru, alış veriş yapıyormuş gibi yaparak yavaş yavaş yaklaştı. Az bir mesafe kaldığında hızla elçiliğe doğru koşmaya başladı. Sultan Hamid'in peşine taktığı hafiyeler üzerine kapanarak onu engellediler. Son yapılan araştırmalarda Yahudi hahamı kıyafetinde fotoğrafı bulunmuştur. Masonluğun Allah'ı inkar eden koluna üyeydi. Bir çok sapkın fikri yaymış ve Abduh başta olmak üzere bir çok sapık talebe yetiştirmiştir. Modernisttir. Ülkemizdeki Türk milliyetçilerinin reislerini/kurucularını tesir altında bırakmıştır. Araplara Arap milliyetçiliği fikrini, Türklere Türk milliyetçiliği fikrini aşılamıştır. Tamamen Masonik ve Yahudi menfaatleri doğrultusunda çalışmıştır. İstanbul'a geldiğinde kendini Afganistan'lı bir sünni alim olarak tanışmışsa da devrin şeyhülislamının dikkati ile yakayı ele vermiştir. Cemaleddin, bir konferansında "Peygamberlik de sanatlardan bir sanattır." (Yani Allah vergisi değildir, evliyalık gibi çabalama ile, mücadele ile ulaşılacak bir makamdır.) manasından konuşunca Şeyhülislam derhal müdahale etmiş ve asıl kimliği meydana çıkmıştır. Sultan Abdülhamit'i tahttan indirmek isteyen, kendisi gibi İngiliz ajanı Blunt ile işbirliği yapmıştır. İran'ın Hemedan şehrindeki akrabalarına ulaşılmış ve hayatındaki her şey gibi Afganlı olduğu iddiası da çürütülmüştür. Ömründe bir kez bile Afganistan'a gitmemiştir. İran üzerinde, o tarihlerde Ruslar ile İngilizler arasındaki petrol mücadelesinde İngiliz menfaatlerini kollamış ve Ruslara yakın duran şaha karşı mücadele etmiştir. İslami kimlik kullanarak, İranlıları farkında bile olmadan ingiliz menfaatlerine uygun hareket ettirmiştir.
Muhammed Abduh:
Muhammed Abduh, 1849'da Mısır'da doğdu. 1905'te yine burada öldü. 1899'da ingilizlerin desteği ile Mısır müftüsü oldu. Müftülüğü hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin tasdikinden geçmemiştir.
Cemaleddin Afgani’nin talebesidir. Mason olduğu belgelenmiştir. Salih amel işleyenin kafir de olsa cennete gireceğini idda etmiştir. Bu yonüyle diyalogçuların fikir babası sayılabilir. Bütün dinleri bir kabul eder. Eski alimlere hakaret eder. Faize helal der, Kuran’ı mahluk kabul eder. Kadınların açılmasını destekledi. Tıpkı hocası Afgani gibi masonluğu yaydı. Peygamberlerin mucizelerini inkar eder. Cinlerin varlığını inkar eder. Kuran’da bulunan her şeyi doğru kabul etmez. Kadir Gecesi gibi mubarek geceleri inkar etmiştir. Modernisttir. Kendisi gibi İngiliz ajanı ve Mason olan hocası Cemaleddin Afgani'ye yazdığı el yazısı mektubu bulunmuş ve bu mektupta "Üstadım! Beni burada bir görsen! Şeyhler, dervişler gibiyim. Dinin başını dinin kılıcı ile kesiyorum." diye yazdığı görülmüştür.
• Cemâleddin Efgânî'nin tesiriyle dinde reformcu bir görüş benimsedi. İbn-i Teymiye'nin Ehl-i Sünnet'e aykırı fikirlerine sıkı bir bağlılığı yardı.
• Avrupalı müsteşriklerin ve felsefî fikir ve yorumlarla yazılmış kitapların tesirinde kaldı.
• islâm âlimlerinin nakli (kitap ve sünneti) esas alan, aklı naklin hizmetine veren yolundan ayrılarak dînî meselelerde kendi düşüncelerine göre konuşmaya ve hüküm vermeye başladı.
• Yazdığı yazıların Arap milliyetçiliği fikirlerinin uyandırılmasında büyük tesiri oldu. Bu şekilde Mısır ile bazı Arap ülkelerinin Osmanlı Devleti'nden ayrılmasında -kısmen de olsa- rol oynamıştır.
• Hocası Efgânî gibi mason olup masonluğun İslam alemine alim yetiştiren Ezher Medresesi'ne girmesini temin etti.
• Mezheb imamlarını taklit etmeyi bırakıp serbest bir akılla hareket edilmesini istedi ve mezhepsizliği körükledi.
• Âyet-i kerîmelere, batılılaşmaya uyacak şekilde kendi aklına göre mânâ vererek Ehl-i Sünnet âlimlerine muhâlefet etti.
• Fil Sûresi (âyet 3)'nde bildirilen ebâbil kuşlarına "sivrisinek", attıkları taşlara "mikrop" dedi.
• Zilzâl Sûresi'nin 7. âyetindeki "Zerre ağırlığında hayır yapan, karşılığına kavuşur." meâlindeki âyet-i kerîmeyi tefsir ederken; "Müslüman olsun, kâfir olsun, sâlih (iyi) amel işleyen herkes Cennet'e girecektir." diyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden ayrıldı.
• Nisâ Sûresl'nin 157 ve 158. âyetleri ile ölmeden, ruh ve beden olarak göğe çıkarıldığı net bir şekilde bildirilen Hz, İsâ'nın öldüğünü ve rûhunun göğe çıkarıldığını iddiâ etti.
• Reformcu fikirleri, Selefîlik adıyla talebeleri ve sevenleri tarafından günümüze kadar devâm ettirilmiştir. Bugün, mezhepleri birleştirmek ve mezhep sâhibi âlimler gibi dinde kendilerini yetkili görmek, Abduh ve hayranlarının en bâriz husûsiyetlerindendir.
Reşid Rıza:
Mason Abduh’un talebesidir. Dinde reform fikrini yaydı. Kitaplarında Ehl-i Sünnet’e saldırdı. Vahhabiliğe övgüler düzmüştür. Mucizeyi inkar eder. İsa (a.s.) ‘ın göğe kaldırılmadığını öldüğünü idda etmektedir. Cinlerin varlığını inkar eder. 4 hak mezhebi kabul etmez. İcma-i Ümmet’i inkar eder. Modernisttir.
Muhammed Esed:
Önce Yahudi idi, daha sonra Müslüman oldu. İlmen yetkin olmadığı halde tefsir yazmıştır. Yazdığı bu tefsir yanlışlarla doludur. Tefsirinde sık sık tahrif edilmiş İncil ve Tevrat’a atıfta bulunmuştur. Kuran’daki kelimelere kafasına göre mana uydurmuştur. Yahudi ve Hıristiyanların da müslüman/cennetlik olduklarını iddia etmiştir. Zekat farzını inkar etmiştir. Mason Muhammed Abduh'u öve öve göklere çıkartmıştır. Kafasına göre bir iman eden tanımı ortaya koymuştur. Modernisttir. İyi yetiştirilmiş bir Yahudi ajanıdır.
İhsan Eliaçık:
İslam’ı Sosyalizmle karıştırarak tahrif etme yoluna gitmiştir. Zekatın 40 ta 1 değil daha fazla olduğunu iddia etmiştir. Mal-zenginlik noktalarında aşırı görüşlere sahiptir. İslam’ın batıdaki kafirlere “itici” gelen birçok yanını kendince ya yok saymış ya da yumuşatmaya kalkışmıştır. Bir çok İslamî esası inkar etmiştir. Sahabeye hakaret etmiştir. Hz. Osman’a (r.a.) -haşa- bozuldu demiştir. Modernisttir.
Mustafa Karataş:
Hz. İsa’nın (a.s.) kıyamete yakın ineceğini kabul etmez.
Y. Nuri Öztürk:
Hac’cın zamana bağlı olduğunu kabul etmez. Kader ve alınyazısı konularında itikadi sapmalar göstermiştir. “Aklı öndedir” lafzını benimsediği için bir çok İslamî esasa tahrif etme yoluna gitmiştir. Kamuoyunca da bilinen bir çok sapkın görüşü vardır. Modernisttir. Gayr-i ahlaki bir halde yakalanmış ve rezil olmuştur.
Bayraktar Bayraklı:
Peygamber Efendimiz’e (sav) saygısı yoktur. Mezhepleri kabul etmez, geçmiş büyük alimlere kötü konuşur. Mezhep imamlarını bölücülükle suçlar. Kadının mirasta erkeğin yarısını aldığı hükmünü inkar eder. Ölen kimse için Kuran okumak şirktir, demiştir. kadının başı açık ve erkeklerle birlikte namaz kılabileceğini savunur. Kadın erkek tokalaşması caizdir, der. Hz. İsa’nın (a.s.) inişini inkar eder. Seferiliği inkar eder. Kabir azabını inkar eder. Namazları cem etmeyi bütün hayata yaymıştır. Kadının seyahate çıkması için mahrem şartını inkar eder. Tarikati, tasavvufu şirk sayar. Modernisttir.
İsmail Nacar:
Peygamber efendimiz’in (sav) faziletlerini inkar eder. Peygamberlerin cesedinin çürüdüğünü idda eder. Modernisttir.
Hayri Kırbaşoğlu:
Hz. İsa’nın (a.s.) ineceğini inkar eder. Hadislere şüpheyle yaklaşır.
Emine Şenlikoğlu:
Mustafa İslamoğlu’nun fikren talebesidir. Şia sempatizanıdır. Cemaate bağlılığı saçmalık olarak görür. Aklını önde tutanlardandır. Yeterli İslami tahsile sahip değildir.
Mustafa İslamoğlu:
Gerçek kimliğini gizleyen bir Şiidir. Kadere imanı inkar eder. Hz. Peygamber’in faziletini inkar eder. Sahabeye hakaret eder. Kendisini İmam-ı Azam’dan üstün görür. Sahabeyi ve Tabiini Yahudilere meyletmekle suçlar. Kabir azabını inkar eder. Hayızlı kadının namaz kılabileceğini, camiye girebileceğini savunur. Afgani’ye hürmet eder. Hz. Peygamber’in bir çok mucizesini inkar eder. Geçmiş büyük alimlere hakaret eder. İlmen yetkin olmamasına rağmen yazdığı tefsir Muhammed Esed’in tefsirinin kötü bir kopyasıdır. Ters ilişkiye/livataya cevaz verir ve bunu da Ehl-i Beyt’e nisbet ederek Ehl-i Beyt’e de hakaret ve iftira eder. Zaten daha İlahiyat Fakültesi'nde talebe iken, yazın, kendisine okutsun diye emanet edilen erkek çocuğunun ırzına geçmeye teşebbüs etmiş, bunu başaramamış, çocuğun vücudundaki yaralar ailesi tarfaından görülünce iş meydana çıkmıştır. Aile şikayetçi olmuş, Develi mahkemesi ırza tasaddi suçunu sabit görmüş ve Mustafa İslamoğlu bu suçtan hüküm giymiştir. Kuran’daki olağanüstü olayları inkar eder. Maide 33′ü ve Yecüc ve Mecüc’ü tahrif yoluyla inkar eder. Modernisttir. Şii İran'ın büyük maddi desteğindedir. Mısır'da el Ezher Medresesi'nde tahsile gittiği halde buradan İran'a geçi yapmış ve eğitimini bu şia merkezinde tamamlayıp İran ve şiilerle olan bu günkü bağlantılarını bu şekilde sağlamıştır. Şiilerde, Şii olmayanların arasında onlardan gözükmek ve Şiiliğini gizlemek farzdır. Buna takıyye denir.
Abdülaziz Bayındır:
Hz. Peygamber’in faziletlerini ve Allah dostlarını inkar eder. Rabıtayı ve (yüzü suyu) hürmetine istemeyi şirk sayar. Tasavvufu ve tarikatları inkar eder. Şefaati inkar eder. Sünneti yok sayar. Mustafa İslamoğlu’nun kanalında program yapmaktadır.
Alparslan Kuytul:
Oy kullamayı günah hatta şirk olarak görür. İbn-i Temiye ve İbn-i Kayyım gibi sapıklıkta meşhur kimseleri örnek şahsiyet olarak göstermektedir. Tasavvuf ve tarikatlara şirk gözüyle bakar. Ayet ve hadislerden ziyade nefsiyle konuşur. İlmi ciddiyetten uzaktır.
Bursalı Ahmet Yasin:
Sözde Şeyh Nazım Kıbrısi’nin sözde halifesidir. Kendi gibi sahtekar şeyhinin yolundan gider ve Nazım gibi o da Adnan Oktar’ı muteber biri gibi tanıtır ve onun görüşlerine katıldığını beyan eder. Nazım Kıbrısi de, Adnan Oktar da aynı güç odakları tarafından koordine edilir. Hedefleri çok büyüktür. Mehdilik, Nakşibendilik ve Osmanlıcılık iddiaları ile İslam aleminde çok büyük bir sapkın akım kurarak Mossad ve İsrail menfaatine hareket etmek gayretindedirler. Grupça Masonların sıkı kontrolündedirler. Ahmet Yasin aynı zamanda sıkı bir büyücüdür. Bir çok kimseyi sihir ve büyü ile tesir altına alır.
Süleyman Ateş:
Diyanet işleri eski başkanlarındandır. Yahudi ve Hristiyanların cennete gireceğini idda eder. Cennete girmek için “La ilahe illallah” yeterli “Muhammedur Resulullah” a gerek yok demiştir. Şefaati ve (yüzü suyu) hürmetine istemeyi ve tarikatları şirk olarak görür. Darwinisttir. Maymundan gelindiğine inanır. Ağzından "Adem ile Havva'dan geldik." sözü çıkmaz. 1970 yıllarda basına sızan bir belge ile gerçekte Ermeni olduğu ve haince Müslümanların arasına sızdığı ispat edilmiştir. Gizli Yahudi ve gizli Ermenilerin kontrolünde olan Türkiye basınında kendisine büyük hürmet edilir. Sık sık haber konusu yapılır.
Hayrettin Karaman:
Enflasyon kadar faizin helal olduğunu savunmuştur. İslam’da recm yoktur, demiştir. Muhammedur Resulullah demeyenlerin de cennete girebileceğini savunmuştur. Abduh ve Reşid rıza gibileri örnek alim diye lanse etmiştir. Diyalogçuların akıl hocasıdır. Daha bir çok sapkın düşünceye sahiptir. Bu hale geleceğini daha Yüksek İslam Enstitüsü talebesi iken belli etmiştir. Enstitü'nün başkanı olan değerli alim Ahmet Davudoğlu merhum, kendisine, "Evladım! Bu okullarda size öğretilen ilmi bir şey zan etmeyin. Bu ilimler Osmanlı'nın kasabında manavında vardı. Bunları okumakla alim olduğunuz zannına kapılmayın." diye ikaz etmişse de dinlememiştir.
Adnan Oktar:
Mehdi olduğunu ima yoluyla iddia eder. Yahudi ve Hristiyanları Allah dostu olarak görür. Hoca falan değildir. En zaruri İslami ilimleri bile bilmez. Arapçası bile yoktur. 46 raporlu, özürlü, şizofren, paranoid ve megalomandır.
Devletimizin sivil ve askeri olmak üzere tam yedi hastanesi ayrı ayrı raporlar vererek akıl sağlığının yerinde olmadığını belirtmişlerdir.
Masonlarla içli dışlıdır, masonların ve Sabetayist hainlerin kontrolündedir. Kullanılan bir piyondan başka bir şey değildir. Ekip, cezai ehliyeti olmayan bu kişiyi kullanıp markalaştırmaktadır. Zaten anneden ve babadan da saf kan bir Yahudidir. Grup olarak, Türkiye'deki bir çok kripto Yahudi'de olduğu gibi bunlar da Mossad'ın korumasındadırlar. Ekip olarak geçmişleri akıl almaz pisliklerle doludur. Şantaj, tehdit, cinayet, mikro kameralar ile seks tuzakları, video montaj ve fotomontajlar ile karalama-şantaj dahil her akla gelmeyecek kadar kirli bir geçmişleri vardır. Cumhuriyet tarihinin en büyük polisiye operasyonu bu en büyük şantaj çetesine yapılmıştır ve devrin içişleri bakanı "Adnan Oktar APO kadar tehlikelidir." demek durumunda kalmıştır. İstanbul Emniyet müdür ise "Bunlar pislik, çeteci, şantajcı bunlar" demiştir.
Hedefleri Büyük İsrail'in kurulmasına, dünya üzerinde tam bir Yahudi hakimiyeti kurulmasına hizmet etmek ve bu süreci hızlandırmaktır. Bunu için sadece Türkiye'de değil bütün İslam aleminde tesirli olan devasa bir sapkın akım oluşturmak istiyorlar. Masonik bağlantılarını, Mossad desteğini ve para gücünü kullanarak Türk yargı sistemini binek beygirleri haline getirmişlerdir. Onbinlerce kişiyi haksız sebeplerle, gerçekleri söyleyip yazdıkları için dava etmişlerdir. Biz de bunlardan sadece birisiyiz. Dava açarlarken bile adi aşağılık tavırlarla açmaktalar ve iftiralar atmakta hiç bir sakınca görmemekteler.
Sabetayist olan bu ekip, ayet ve hadisleri tevil/yorum yoluyla tahrif ederler/bozarlar. Arapça bile bilmezler. Harun Yahya adı ile yayınlanan kitapları elli kişilik Sabetayist ve Kripto Yahudi bir ekip hazırlamıştır. Ortada 50 kişilik bir çalışma olmasına rağmen bu kitaplar ancak ABD ve Avrupa'da yayınlanan telif eserlerin tercüme edilerek intihal edilmesi, aşırılması sureti ile yayınlanabilmiştir. Ekibi ilmi yönden bakıldığında vasatın da çok çok altında, çok başarısız, taban bir ekiptir. Eski Sabetayist hainleri mumla aratacak kadar kaabiliyetsizdirler. Son iki üç sene içinde iyice renk verip deşifre oldular.
Ahmet Şahin:
Ehl-i Kitapla (Yahudi ve Hıristiyanlarla) amentüde (inanç esaslarında) ittifakımız var, demiştir. Diyalogçudur. Zaman Gazetesi yazarıdır.
Humeyni:
Ayetullah Humeyni
Şiadır. Bir çok sahabeye hakaret eder, iftiralar atarlar, kafir derler. bir çok sapkın görüşleri vardır.
Son dönemlerin sözü muteber ehli sünnet büyükleri, Humeyni'nin bu itikadı ile Müslüman bilinemeyeceğini söylemişlerdir. Şahı devirmekte kullanılan ilimsiz, vasıfsız bir ajan olduğunda şüphe yoktur.
A. Rıza Demircan:
Cariyeliği inkar eder. Kabre sanduka yapmayı şirk sayar. Mezhebler beni bağlamaz, demiştir. Kutlu Doğum Haftasının İslam’da yeri yoktur, demiştir. Hurileri cinsel bir partner olduğunu inkar etmiş, onlar sadece hizmetçidir, demiştir.
Ses tonu, yüz mimikleri, titremeleri, nefesleri ve özellikle de el kol hareketleri ve özellikle de asabiyeti ile değerlendirildiğinde gayet bozuk bir psikolojiyi sergilediği derhal görülebilmektedir.
İskender Evrenesoğlu:
Kendisinin devrin imamı ve müslümanların halifesi olduğunu idda etmiş bununla da kalmamış, Mehdi ve Resul (peygamber) olduğunu idda etmiştir.
Zekeriya Beyaz:
İnsan mı, insan suretinde bir hayvan mı, yoksa daha da aşağı mı olduğu konusunda halk arasında büyük tartışmalara sebep olup huzur bozmuş biridir.
Kabir azabını inkar etmiştir. Tavuktan kurban olur, demiştir. Daha bir çok sapık görüşü vardır. İlmi ciddiyetten yoksundur. Modernisttir. Ahlaksızdır. Kaldığı otelde fatura edilen hizmetler arasında, gayri ahlaki kanal izleme bedeli de olduğu medyaya yansımıştır.
Ali Şeriati:
Aslen İranlı bir şiidir. Ancak sapkın görüşleri nedeniyle şiiler tarafından bile kabul görmemiştir. Allah’ı (c.c.) iki yüzlü bir puta benzetmiştir. Meyhanede demlenirken, İran şahının adamları tarafından tepelenmiştir.
Seyyid Kutup:
Mezhepsizdir. İlmi yetkinliği olmamasına rağmen yazdığı tefsir hatalarla doludur. Sahabeye hakaret etmiştir. Tasavvuf ve tarikatlara şirk gözüyle bakar. Sosyalist kökenli olduğu için İslam’ı yanlış yorumlamıştır. Hz. Osman'a "Hırsız" diyebilmek adiliğini/cüretini göstermiştir. Manası açık ayetleri bile yanlış tefsir etmiştir. Buna rağmen kendini dört mezhep imamlarından bile üstün görmüştür.
Seyit Kutup sonradan müslüman olanlardandır. İslam’ı tanıma aşamasındaki bazı sapkın görüşlerinden daha sonra vazgeçtiği ancak bunları düzeltmeye ömrünün yetmediği de söylenir. Sonuçta kitapları bir çok sapkın görüşlerle dolu olduğu için okunmaz, görüşlerine itibar edilmez. Eğer şehitse Allah’la onun arasındadır, Allah mubarek etsin. Kitaplarından daha çok aksiyoner yönü onu ünlü yapmıştır.
Mevdudi:
Şiidir. Sahabeye hakaret eder. Medeni haklar bakımından kafirlerle müslümanları bir tutmuştur. İbni Teymiye’den nakiller yapar ve onu över. Peygamberlerin günah işleyebileceğini idda eder. Ancak İslam dünyasında daha çok siyasi ve aksiyoner yönü bilindiği için itibar görmüştür. Alim değil siyasi parti lideridir.
"İslamı Anlamak" isimli kitabında imanın şartlarını beşe indirmiş ve kadere iman şartını saymamıştır.
Mevdudî "Kur'ân'da Dört terim" adlı kitabında, üçüncü hicrî yüzyıldan sonra Müslümanların Kitabullah'ın dört ana terimi olan "Rab, İlah, Din, İbadet" konusunda doğru yoldan çıktıklarını iddia etmiştir. Onun bu haksız ve ağır iddiasına karşı çağımızın büyük Ehl-i Sünnet alimi Hindistanlı Ebu'l-Hasen en-Nedvî "İslâm'ın Siyasî Yorumu" adını taşıyan bir reddiye kaleme almış, Mevdudî'yi çürütmüştür.
Mezhepsizleri Tanıma Yolları
Ehl-i sünnet itikadı ve diğer doğru bilgiler bilinirse, bunun zıddını savunanların sapık oldukları anlaşılır. Piyasadaki sapıkların Ehl-i sünnete aykırı görüşlerinden bazıları şunlardır:
1- Amentü’deki altı esastan birini inkâr etmek, mesela hayır Allah’tan, şer şeytandandır demek veya kaderi inkâr etmek,
2- Amel, imandan cüzdür demek, [Mesela namaz kılmayana kâfir demek.]
3- İman artıp eksilir demek, [İman nuru, kuvveti artıp eksilir demeli.]
4- Kur’an-ı kerime mahlûk demek,
5- Allah Arş’ta demek. İstiva kelimesine yanlış mana verip Allah Arş’a oturdu demek,
6- Kabir sualine, kabir azabına, şefaate, sırata, hesaba veya mizana inanmamak,
7- Allah gaybı, enbiya veya evliyasına bildirmez demek,
8- Evliyanın kerametini inkâr etmek,
9- Eshab-ı kiramın hepsi cennetlik iken, herhangi birini kötülemek, (Ben Muaviye’yi sevmem demek)
10- İki kayınpederi [Hazret-i Ebu Bekir’le, hazret-i Ömer’i] diğer sahabelerden üstün bilmemek. İki damadı [Hazret-i Osman’la hazret-i Ali’yi] sevmemek,
11- Miracın, ruh ve bedenle birlikte olduğunu inkâr etmek.
12- Peygamberlerin günah işlediğini söylemek.
13-Bugün için, dört hak mezhepten birinde olmamak. (Bütün mezhepleri tahkik ederim, doğru olanı alırım) veya (Mezhebe girmemeyi caiz görürüm) demek, yani mezhepsizliği de caiz görmek.
Dört hak mezhep tabirini kullanmamak.
14- Dindeki dört delili kabul etmeyip, (Yalnız Kur’an, yalnız Kitap ve sünnet) demek.
15- “Resulullah’tan sonra, rasul gelmez; ama nebi gelir “demek.
16- Öldürülenin, intihar edenin eceliyle öldüğünü inkâr etmek.
17- "Peygamberin üstünlüğü, çalışmakla elde edilmiştir" demek.
18- Deccal, Dabbet-ül-arz, Hazret-i Mehdi’nin geleceğine, Hazret-i İsa’nın gökten ineceğine ve diğer kıyamet alametlerinden birine bile inanmamak.
19- “Ahirette de Allahü teâlâ görülmez "demek.
20- “Kâfirler Cehennemde sonsuz kalmaz, Cehennem ebedi değildir ” demek.
21- “Günahkâr müminler Cehenneme girmez, Cehenneme giren hiç çıkmaz” demek.
22- Mest üzerine meshi caiz görmemek.
23- Sultana [devlete] isyanı caiz görmek.
24- Allahü Teala'nın düşman olduklarına düşmanlık yapıp dost olduklarına dostluk yapmamak.
(mesela mezhepsizleri savunmak )
Sapıkların ehl-i sünnet’e aykırı diğer görüşleri:
1- Yahudiler de, Hıristiyanlar da cennete girecek demek.
2- “ La ilahe illalah ” diyen cennete girer ,” Muhammedün resulullah “ demeye
gerek yok demek.
3- “ Deccal bir akımdır, İsa ve Mehdi de manevi şahıs yani ruh olarak gelecek” demek.
4- Hazret-i İsa, gelince hakiki Hıristiyanlığı yayacak demek. (İsa aleyhisselam şeriat-i Muhammedi ile hükmedecek)
5- Hazret-i Mehdi’nin vasıfları uymadığı halde, birilerine Mehdi demek.
6- İbni Teymiyye’yi, mason Abduh’u, diğer mezhepsizleri ve bid'at ehlini savunmak.
7- Enbiya ve evliyanın kabirlerine gidip onların hürmetine dua etmek, onlardan
yardım istemek caiz değildir demek.
8- Vehhabi olsun, Mutezile olsun, yani bid’at ehli de olsa, herkesi severim demek.
9- Ruh ölür, ruhlar ve ölüler işitmez demek.
10- Naylon çoraba meshi caiz görmek.
11- İslam halifelerini, Osmanlı sultanlarını kötülemek.
12- Kaza namazı kılmak gerekmez demek.
13- İhtiyaç veya zaruret halinde dört hak mezhepten birini taklit etmeyi kabul
etmemek veya her mezhepten kolay gelen hükümle amel etmek.
14- Mezhebe bağlanmak için, mezhep taassubu tabirini kullanmak
15- Zuhr-i âhir diye bir namaz yoktur demek
16- İslami görüş, İslam düşüncesi, İslam felsefesi, İslamcı gibi tabirler kullanmak.
17- İslâm âlimlerini kötülemek maksadıyla, kitaplarında uydurma hadis olduğunu
söylemek.
18-Telkini, devir ve iskatı inkâr etmek.
19- "İncil ve Tevrat tahrif edilmemiştir." demek
20- "Kadınlar evde yalnız namaz kılarken başının örtmesi gerekmez" demek
21- "Kur'an-ı Kerim okumak için abdestli olmaya gerek yoktur." demek
( M.İslamoğlu)
22- "Hayızlı kadın isterse oruç tutabilir." demek (M.İslamoğlu)
23- Kur'an-ı Kerim ayetlerinin Tarihsel olduğunu iddia etmek,hükümlerinin geldiği
devire ait olduğunu söylemek.
24- Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudileri ilgilendiren ayetlerin sert olduğunu
söyleyip " o ayetlerin o günkü Yahudi ve Hıristiyanlar için gelmiştir, zamanımızdaki ehl-i kitabı bağlamaz." demek. (Halbuki muhkem bütün ayetler kıyamete kadar geçerlidir.)
Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
"Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.